21.03.2013
|
#1
|
K.Tarihi: Nov 2012
Üye Numarası: 1
Rép Puanı: 2147483647
|
Gerçek Bir Hayat Hikayesi İKİ ELİM YAKANIZDADIR

İKİ ELİM YAKANIZDADIR
“ Gerçek Bir Hayat Hikayesi İKİ ELİM YAKANIZDADIR“
Bizim Cemaat-i Tebliğ’den bazı kimseler Amerika’ya gitmişler… Cemaat-i Tebliğ, biliyorsunuz Pakistan’lı kardeşlerimizin bir çalışma üslûbu. Yâni, onlar öyle çalışıyorlar; gruplar halinde muhtelif ülkelere gidip, tebliğ ve irşad çalışmalarında bulunuyorlar… Washington Camii’ne de gitmişler, dışarıya hoparlörü vermişler, başlamışlar konuşmaya… Bir Amerikalı duymuş, dinlemiş, ilgisini çekmiş… İçeri girmiş, oturmuş, konferansı dinlemiş. Güzel konuşmuşlar ve bu konuşmanın sonunda Amerikalı müslüman olmuş. “Anlattıklarınız güzel, ne yapmam lâzım?” demiş. “Hiç bir şey yapman gerekmez, ‘Lâ ilâhe illallah, Muhammeden Rasûlüllah’ dersin, olur.” demişler. O da, “Lâ ilâhe illallah, muhammederrasûlüllah” demiş, müslüman olmuş.
ALLAH sizden razı olsun amma, yarın rûz-ı mahşerde yine de sizin iki yakanızı sımsıkı tutacağım, sizden hesap soracağım!…” demiş. Yakanıza yapışacağım deyince, merak etmişler tabii…….. Demiş ki, “Siz niye dört yıl önce gelmediniz Amerika’ya?...
“Şimdi ne yapmam lâzım?” demiş. “E, senin gusle ihtiyacın vardır, git bir yıkan!” demişler. Tepeden tırnağa bir gusül abdesti almış. “Şimdi ne olacak?” demiş. “Aramıza gel!” demişler. Almışlar aralarına, onunla beraber öteki şehirlerde dolaşmışlar. Dolaşırken, namaz kılmayı öğrenmiş… Dolaşırken, konuşmaları daha çok dinlemiş… Dolaşırken sohbetten, arkadaşlıktan, beraberlikten İslâm’ı daha iyi tanımış. Sakal bırakmış, müslümanlar gibi yaşamayı öğrenmiş.
Ortadoğu’ya gelmiş, İslâm ülkelerini dolaşmış, hacca gelmiş… Haccı yapmışlar, oradan Pakistan’a veya Hindistan’a gitmişler… Orada onlar Bangladeş’te, iki milyon, üç milyon insanın toplandığı açık hava toplantısı yapıyorlar. Devlet reisi açılışa geliyor… Yâni, önem veriyor Cemaat-i Tebliğ’in çalışmalarına. O Mareşal Erşad mıydı, neydi ismi, geçen sene açılışına katılmış.
Şimdi, oraya gelmişler, orda herkes konuşuyor; gelenlere hatıralarını anlatma hakkını veriyorlar. Amerikalı’ya da vermişler. Amerikalı çıkmış, şu konuşmayı yapmış. –Çok önemli; kardeşlerim daha önce duymadıysanız, hatırınızda kalsın! Çünkü, bir kaç defa bazı yerlerde söylemiştim, sevdiğim için.– Demiş ki:
“Ey müslüman kardeşlerim! ALLAH sizden razı olsun ki, bu diyarlardan kalktınız bizim diyara kadar, Amerika’ya kadar geldiniz; bize İslâm’ı anlattınız, gönlümüzü fethettiniz… İslâm’la müşerref olmamıza sebep oldunuz. ALLAH sizden razı olsun… Minnettarız, minnettarım, size teşekkürlerimi saymakla bitiremem, borcumu ödeyemem, çok memnunum durumumdan… ALLAH sizden razı olsun amma, yarın rûz-ı mahşerde yine de sizin iki yakanızı sımsıkı tutacağım, sizden hesap soracağım!…” demiş. Yakanıza yapışacağım deyince, merak etmişler tabii. Anlaşılan, Amerikalı konuşmanın inceliklerini de biliyor. İyi yetiştiriyorlar elemanlarını. Meraklandırmayı da biliyor. Demiş ki, “Siz niye dört yıl önce gelmediniz Amerika’ya?.. Dört yıl önce gelseydiniz, o zaman annem sağ idi. Beni çok severdi. Ben müslüman olunca, ona söyleyecektim; o da müslüman olacaktı… Annem de müslüman olarak ölecekti, ebedî saadete gidecekti. Şimdi ben cennete gideceğim, annem cehenneme… Bunun hesabını sizden soracağım!..” demiş.
“On yıl önce gelseydiniz, babam da sağ idi. Niye bu kadar geciktiniz, ey müslümanlar?..” demiş. “En mühim vazifeniz, bu irşad çalışmasıdır. Bakın, ben yetişmiş bir mühendisim; Amerika’da tahsil görmüş kıymetli bir elemanım. Devletim benim yetişmem için bu kadar masraf yapmış. Siz beni irşad edince, İslâm’a böyle bir insanı kazandınız. Bakın, bu çalışmanın önemini buradan anlayın!..” diye söylemiş.
Prof.Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi
9 Haziran 1990 – ADAPAZARI
// EsâS Gurbet, DuaLarda oLmamak oLsa GereK . . .//
|
|
|